Nûr'un sâdık Kahramanı!

Çarşamba

Nur Üstad

***


“Dinsizliği alkışlayanlar gün geçtikçe çoğalıyordu. Millet ve gençlik âdeta çıldırıyordu. Dindarlar, en mücrim adamlar gibi karakollara ve mahkemelere sevk ediliyordu. Milletimizin sinesindeki imanlar ezilmeye, yok edilmeye çalışılıyordu. Dinsizlik cereyanı, ölüm saçan bir kan seli hâlinde akıp gidiyordu. Gündüzler geceye kaybolmuştu. Dinsizlik ve dalâletin zifirî karanlığı ülkemizi sarsmıştı. Ulvî ruhlar, rikkatli kalpler kan ağlıyordu. Ehl-i İslâm’ı birbirinden ayıran derin uçurumlar açılıyor, kardeşi kardeşe düşman edecek entrikalar çevriliyordu. Sinsi din düşmanları, milleti içinden vuruyordu. Kanlı eller, bu büyük milleti dâhil ve hariçten yıkmaya çalışıyorlardı. Vicdanlara zincirler vurulmuş, millet inim inim inletiliyordu.

“İşte böyle müthiş bir zamanda milletimizin muhtaç olduğu tarihî ve büyük hamleyi Bediüzzaman yapmış, dünya dinsizliğine tek başıyla meydan okumuş, dinsizliğin temel taşını tarumar eden ve atom kuvvetine malik Kur’an ve iman hakikatlerini telif ve neşrederek, kurtarmaya koşmuştur. Ehl-i imanı, dinsizliğin koca devlerini titreten bir iman kuvvetine sahip kılmak yolunda, cihad-ı diniye bayrağını açmıştır.

Üstad, asil bir aslan gibi şahlanmış, hakkı ve hakikati gürleyen gür sesiyle müdafaaya başlamıştır. Ejder gibi istibdat zincirlerini parçalamıştır. Bu heybetli şahlanış, dinsiz zalimleri müthiş bir hâlde telâşa düşürmüştür.


“Zulümatlı kâşaneleri temelden sarsılmıştır. Dinsizliğin kızıl yangınını söndürmek için canını alevler içine atarcasına, fedakârane bir faaliyete geçmiştir. Yeni yetişen nesl-i cedit de, bu şahlanışın aşkıyla kanatlanmaya başlamıştır.”


***

Pazartesi